Her Müslüman Türk, Bilhassa Trabzonlular, Namusları gibi Åžehit Ali Åžükrü beye sahip çıkmalı, Mücadelesini bilmeli, Gelecek nesillere taşımalıdır.
 

Merhum ÅŸehidi KalleÅŸçe öldürenler, Cesedinin de yok edilmesine çok uÄŸraÅŸmış ama Ali Åžükrü beyin adamları tarafından Ankaradan kaçırılan ceset Safranboluya getirilmiÅŸ, Buradan deniz yolu ile Trabzona UlaÅŸtırılmıştır.
 

Hiçbir Trabzonlu bu cinayeti unutmasın diye Mütevazi kabrini Boztepe sırtlarına koymuÅŸlar Lakin Åžehidimizin tanıtılması, Neden ÅŸehid edildiÄŸi gizlenmiÅŸtir. Trabzonluların %90'ı Boztepedeki bu kabirde bulunan Åžehit Ali Åžükrü beyi nasıl tanımaz akıl alacak gibi deÄŸil.

Trabzon resmi erkanından beklemiyoruz ama Sivil toplum kuruluÅŸları tarafından ÅŸehidimiz tanıtılmalı, Milli Mücadele yıllarındaki kahramanlıkları gündeme getirilmeli, Milli menevi hassasiyetleri ile 1. Meclisimizdeki mücadelesi herkesin beynine kazınmalı diye inanıyoruz.

Bu konuda internet ortamında yanlı yansız çok haber var, Acilen gerçekler göz önüne çıkarılacak yeni araÅŸtırmalar yayınlanmalı, her Trabzonlunun elinin altında olmalı, Bu cinayetten ibret almalıdır.

Merhum şehidimiz hakkında internet ortamında yayyınlanmış iki makale haber:

 

ALÄ° ÅžÜKRÜ BEYÄ°N ÅžEHÄ°T EDÄ°LMESÄ° VE KATÄ°LLERÄ° KÄ°M?

 

Ali Åžükrü Bey cinayeti ve devlet içindeki suç örgütleri

1920 senesinde Meclis açıldıktan bir süre sonra "Ä°kinci Grup" ismiyle maruf bir parti teÅŸekkül etti. Mecliste müthiÅŸ bir muhalefet havası estirdiler. Tek parti paradigmasının o günkü sahipleri bunu elbette hazmedemezdi, hazmedemediler.

 

Ä°ÅŸte bu Ä°kinci Grup Mebus'larının en önemli ismi, yani muhalefet partisi lider, Ali Åžükrü Bey'dir. Kendisi askerlikten istifa etmiÅŸ, Mustafa Kemal'in davetiyle Ankara'ya gelmiÅŸti. Trabzonludur. Ä°kinci Grubun önemli isimlerinden birisi de Hüseyin Avni UlaÅŸ'dır.

 

Trabzon Meb'usu Ali Åžükrü Bey.

 

Ä°kinci Grubu belki "dinci" olarak isimlendirenler olabilir fakat benim benim anladığım kadarıyla bu grubun muhalefeti daha çok sistemin "dikta" rejimine doÄŸru yol almasından kaynaklanıyordu. Milli Mücadeleyi beraber yapmış olan bir çok insan yavaÅŸ yavaÅŸ söz sahibi olmaktan çıkıyordu. Bu en fazla Lozan görüÅŸmelerinin Meclis'teki tartışmalarında görülebiliyordu. Lozan'da Ä°smet Ä°nönü, Meclis kararı olmadan bir çok taviz vermiÅŸ, Misak-ı Milli'den vazgeçmiÅŸti. (Muhtemelen bu kararları Mustafa Kemal doÄŸrudan kendisine iletiyordu)

 

Lozan'la ilgili tartışmalarda hatıralardan ve o günki Meclis kayıtlarından anlaşılan Mustafa Kemal'in Meclis'teki muhalefet karşısında çok zor durumda kaldığı ve Meclis kürsüsünden yaptığı tehditlerin bile iÅŸe yaramadığı, Ali Åžükrü Bey'in ise keskin bir muhalefet sergilediÄŸidir.

 

Topal Osman AÄŸa bir çete lideridir. Çerkes Ethem gibidir. Giresunludur. Ankara'da Çankaya muhafız birliÄŸinin başına getirilmiÅŸtir. Yani Mustafa Kemal'in özel koruma birliÄŸi. Muhafız Taburu.

 

 

Topal Osman

 

AÄŸa Ali Åžükrü Bey'i evine çağırmış ve bu daveti kabul eden Ali Åžükrü Bey buradan saÄŸ dönememiÅŸtir. Aradan iki gün geçtikten sonra Meclis'te Ali Åžükrü Bey'in akıbetini araÅŸtırmak üzere bir komisyon kurulmuÅŸ fakat bir netice elde edilememiÅŸtir.

 

Ne gariptirki ceset Çankaya'da tarlada, bir subay'ın sineklerin biryerde toplantığını görmesi üzerine ortaya çıkıyor. Cinayeti Topal Osman AÄŸa'nın yaptığı anlaşılıyor.

 

Topal Osman AÄŸa, Mustafa Kemal'in emriyle Ä°smail Hakkı Tekçe tarafından Çankaya sırtlarında kıstırılıp öldürülüyor. Topal Osman ve çetesi çarpışırken, AÄŸa yaralanıyor ve çetesine silahlarını Çankaya'ya çevirmelerini emrediyor. Fakat Rauf Orbay daha önceden haber vermesiyle, Mustafa Kemal ve eÅŸi Latife Hanım istasyon binasına taşınmışlardı.

 

AÄŸanın cesedi tanınmaz hale getiriliyor ve sonrasında Ulus meydanında asılıyor. Meclis daha önce asılma kararı vermiÅŸti, kafası yerinde olmadığı için aÄŸayı ayaklarından astıkları söylenir. Topal Osman bildiklerini anlatmadan gitmiÅŸtir, onu bu hadiseyi yapmaya zorlayan ÅŸartlar nedir veya kim azmettirmiÅŸtir. Topal Osman'ın karakterini incelediÄŸimiz zaman çok saf ve çabuk kanan birisi olduÄŸunu görüyoruz.

 

Aslında bu hadise günümüzde çokca gündeme gelen kontrgerilla ve devlet içi suç örgütlerini hatırlatıyor bana. Devlet içinde, devlete ait bir grup yasal baÄŸlarla hukuk dışı iÅŸler yapıyorlar. Bu adet Ä°ttihat ve Terakki döneminden beri var ve günümüzde bu tarihi hakikatlari daha çok görebiliyoruz.

 

 

Ali Åžükrü Bey'in çıkardığı Tan Gazetesi 30 Mart 1923 tarihli nüshası: "Müellim bir hadise. Ali Åžükrü Bey ne oldu?"

Ä°ttihat ve Terakki komitacıydı, siyasi alanda yapamadıklarını silah ile yapardı. Cumhuriyet erkanının çoÄŸu maalesef Ä°ttihat ve Terakki geleneÄŸinden gelen insanlardı. Bunlarda bu adeti senelerce devam ettirdiler. Kendilerine ve çıkarlarına muhalefet edenleri ortadan kaldırdılar, darbet yaptılar, faili meçhul cinayetler iÅŸlediler.

Ä°ÅŸte bahsettiÄŸim bu ikinci grup milletvekilleri, Ä°kinci Meclis'e giremediler, Meclis dikta için uygun olan dikensiz bir gül bahçesi haline gelmiÅŸ oldu. Bu Ä°kinci Meclis Lozan'ı onayladı.

----------

 

Ali Åžükrü Bey neden öldürüldü?

 

1923’te siyasî bir cinayete kurban giden Ali Åžükrü Bey’in öldürülmesinin perde arkasında ne var?
Ä°ÅŸte o cinayetin perde arkası…

Trabzon Mebusu Ali Åžükrü Bey 1. TBMM’de Mustafa Kemal’e yaptığı sert eleÅŸtirilerle tanınmıştı.
Son günlerinde Alkol yasası nedeniyle iktidarı yoÄŸun eleÅŸtirmiÅŸ "Alkolun yaygınlaÅŸtırılmasının önünü açan tasarıyı engellemiÅŸ" hükümetin geri adım atmasını saÄŸlamıştı.
1923’te siyasî bir cinayete kurban giden Ali Åžükrü Bey’in öldürülmesinin perde arkasındaki geliÅŸmeler bu ay Derin Tarih’te. Ä°smail Akbal tarafından kaleme alınan yazı cinayetin bilinmeyenlerini gün yüzüne çıkartıyor.

 

Karanlık ve gizemli bir gece

 

27 Mart 1923 Salı gecesi, Ä°kinci Grup önderlerinden Trabzon Mebusu Ali Åžükrü Bey, birdenbire ortadan kayboldu. Bu kayboluÅŸ muhalefeti oldukça telaÅŸlandırmıştı ve onun siyasî bir saldırıya maruz kalmış olabileceÄŸi, bir daha saÄŸ olarak Meclis’e dönemeyeceÄŸi endiÅŸeleri hakimdi. Meclis gergin ve tedirgindi.

 

Kamuoyuna göre Ali Åžükrü’nün kayboluÅŸunun ardında Ä°ttihat ve Terakki’nin komitacıları vardı, çünkü komitacı geleneÄŸin izleri açıkça ortadaydı. Hasan Fehmi, Ahmet Samim cinayetlerini iÅŸleyen komitacı yapının muhalifleri öldürme geleneÄŸi tekrar hortlamıştı. Ali Åžükrü de muhalif kanadın en keskin uçlarından biriydi.

 

Bütün deliller ortada bırakılmış

 

Eldeki deliller ve tutukluların ifadelerine göre cinayet ÅŸöyle gerçekleÅŸmiÅŸti: Mustafa Kaptan, Ali Åžükrü Bey’i kahvehaneden dışarı çağırarak Topal Osman AÄŸa’nın çok hasta olduÄŸunu, kendisiyle görüÅŸmek istediÄŸini söylemiÅŸti. Ardından birlikte Topal Osman AÄŸa’nın evine gitmiÅŸlerdi. Ali Åžükrü Bey ikram edilen kahveyi içerken arkadan gelen iki kiÅŸi onu ellerindeki iplerle boÄŸarak öldürmüÅŸtü.

 

Burada dikkatleri çeken husus ÅŸuydu: Hiçbir komitacı böyle açık delil bırakmaz. Çünkü onlar profesyonel suikastçılardır ve karda yürürler izlerini belli etmezler. Daha önce iÅŸlenen cinayetlerin hiçbirinin failinin bulunamaması bunun en açık göstergesidir. O halde burada delillerin ortada bırakılmasının nedeni ne olabilir? Cevap basit: Cinayeti Topal Osman’ın üzerine yıkmak…

 

Katiller de azmettiricileri de Çankaya’da!

 

Topal Osman’ın Ali Åžükrü’yü öldürmesi Çankaya’nın emri miydi? Katillerin “Efendisi” kimdir? Muhalefete göre bu isim Mustafa Kemal’di. Bu savı ortaya atan yalnızca Trabzonlular da deÄŸildi. DoÄŸru ya da yanlış ama Faik Ahmet Barutçu anılarında Ä°nönü’nün emri verenin Mustafa Kemal olduÄŸunu bizzat kendisine anlattığını söylemektedir. Cinayetin sonuçlarına baktığımızda Ali Åžükrü Bey’in öldürülmesiyle bütün muhalefet Meclis dışına atıldı.