Ana Sayfa Künye Sitene Ekle
Kullanıcı Adı : Şifre : Şifremi Unuttum Yeni Üyelik
Ana Sayfa Foto Galeri Video Galeri Tüm Yazarlar
Gurmanclar Kürt Değildir
Ömer ÖZÜYILMAZ’ın GURMANC VE KÜRTLERİN KÖKENİ adlı kitabı Kürtlerin kökenlerini anlatan yeni ve farklı bir eser. Yeni dönemde içeriği ile kendinden fazlaca ses getirecek gibi görünüyor.
Son Yüzyil içinde Osmanlının parçalanmasını saÄŸlayan emperyalist güçler, Osmanlı coÄŸrafyasında ve Osmanlıya gönül bağı ile yakınlık duyan kavimler arasında fitne kavramlar, Yalan tarih, Gerçeklerin gizlenmesi, EÄŸitimin kalitesinin düÅŸürülmesi gibi birçok olumsuz giriÅŸimle Türk milletinin birliÄŸini yok olma konumuna getirdiler.
Artık uyanmalı, TürklüÄŸün ne olduÄŸu, Ne olmadığı bilinmeli, Türk kavimleri arasındaki fitnelerin gerçekleri deÅŸifre edilmelidir.
MÖ. 6000 yıllarına kadar Tarihin tanık olduÄŸu Türk Milletini Irkçılık batağında yok etmek istediler, BaÅŸaramadılar...

İŞTE AKADEMİK GERÇEKLER
 
Kürtlerle ilgili; 
 
1- Gürcü kayıtlarında hiçbir bilgi yoktur 
 
2- Resmi Ermeni tarihinde Kürtlerden ilk kez 890 yılında, günümüz İran’nının KermanÅŸah bölgesi dolayında bahsedilen bir halk olarak bahsedilmiÅŸtir. 
 
3- Araplarda mevcut Ekrad kelimesi Kürt anlamında olmayıp, göçebe aÅŸiretleri anlatan bir kavram olduÄŸundan Ekrad Kürt anlamına gelmemektedir. İranlı ve bazı Asyalı aÅŸiretler içinde Ekrad adı kullanılmıştır. 
 
4- Süryani tarihinde Kürtlerin sadece İran topraklarında yaÅŸadığı anlatılmaktadır. (ebul farac tarihi) 
 
5- DiÄŸer bir Ermeni kaynağı olan Urfalı Meteos vaka-i namesinde DoÄŸu ve GüneydoÄŸu Anadolu’da yaÅŸayan hiçbir Kürtten bahsedilmezken, İran’da Kürtlerin varlığı anlatılmıştır. 
 
6- Hiçbir Hrıstiyan kaynağında hrıstiyanlığın baÅŸlangıcından 8. asra kadar Kürtlerden bilgi yoktur. Kürtlere gönderilen Havarı ya da havarilerin talebesinden bahsedilmemektedir. 
 
7- Hiçbir Yahudi kaynağında Kürtlere gönderilen habercilerden bahsedilmemektedir. 
 
8- Peygamberimizin (S.A.V.) elçilerinden hiç birinin Kürtlere gittiÄŸinden bahis konusu yoktur. 
 
9- Kürt adında bir Sahabe, Tabiin ve Tabe-i tabiinden bahsedilmemektedir. 
 
10- Kürtlerin ilk dini ZerdüÅŸlük denmesine raÄŸmen neden Mardin ve Hakkarideki İranlılardan kalan birkaç yezidi tapınağından baÅŸka Elazığ, Malatya, Diyarbakır, Erzurum, AÄŸrı, Van, MuÅŸ, Bitlis, Urfa, Bingöl, Adıyaman illerinde ZerdüÅŸt tapınaklarının kalıntılarına dahi rastlanılmamıştır. 
 
11- Neden Kürtlere ait DoÄŸu ve GüneydoÄŸu Anadolu’da bir tarihi yapıta rastlanmamaktadır. Hiçbir tarihi eserin üzerinde yapanın veya yaptıranan Kürt olduÄŸu anlatılmamaktadır. 
 
12- Neden iddia edildiÄŸi gibi hiçbir Kürt ÅŸahıs ve kabile adında Medlerden, Urartulardan, Mitannilerden v.b uygarlıklardan kalan kiÅŸi adları ve kabile adları yoktur. Hani bunlar Kürtlerin atasıydı, ama İngilizler, Türkler, Çinliler atalarının isimlerini taşımaktadır. 
 
13- Neden 2000 yıllık hiçbir Roma ve Bizans kaynağında Kürt adına rastlanmamaktadır. Ya da Kürt aÅŸireti olarak bilinen bir topluluk adına rastlanmamaktadır.
 Romalılar ve Bizansızlar bölgeyi yüzlerce yıl yönetmiÅŸlerdir, 
 
Madem Kürtler Sivas’tan Basra’ya kadar uzanan coÄŸrafyada yaÅŸayan bir halktır. Neden Hrıstiyan, Müslüman ve Yahudi kaynakları bu halkı anlatmamıştır. Hem de yanı baÅŸlarında olmasına raÄŸmen, neden bu kadar büyük topluluÄŸun bir tane dahi tarihi eseri yok. 5. yy dan önce anlatılan hiçbir tarihi olayda Kürt adı kullanılmamıştır. 
 
Yazar eserinde Gurmancları ve Kürtleri iki ayrı millet olarak görmektedir. Eserde Kürtlerin m.s 5 yy da İranlılar tarafından Sint (Afganistan ve kuzey Pakistan arası) ve KeÅŸmir bölgesinden Mezopotamyaya sürgün edildiÄŸi Gürcü, İran ve Bizans kaynaklarından alınan bilgileriyle aktarmıştır. Yazara göre Kürtler Kürtler Hun’lara baÄŸlı Asya’da yaÅŸayan bir kavimken Sasani-Akhun savaÅŸlarında kral Firuz tarafından bölgeye getirildiÄŸi anlatılmaktadır. 
 
Kitaba göre Kürtler dünya üzerinde MoÄŸolistan, Macaristan, Romanya, Pakistan ve Mezopotamya coÄŸrafyasında yaÅŸamışlardır. Yazar Kürtlerin bu ülkelerde ve coÄŸrafyalarda Kürtlerle ilgili verilere toplayarak okuyuculara aktarmıştır. 
Kitapta özellikle siyasal Kürtçülerin temel kaynağı olan Åžerefname adlı eseri iyice irdelenmiÅŸ ve Kürtlerin kökenleri bu eser üzerinden açıklanmıştır. 
 
Åžerefnamede anlatılan hadiseler irdelendiÄŸinde Kürtler ile Türklerin bir çok baÄŸlantısı ortaya çıkartılmıştır. Buna göre; 
 
1-Araplara göre Kürtler lanetlenmiÅŸ bir topluluk olup, CİN’lerden türemiÅŸlerdir. Yazar bu kaydın aslında yanlış anlaşıldığını, Arap alfabesinde Ç harfi olmadığından, Türklerden öÄŸrendikleri ÇİN kelimesi yerine, kelimenin Arapların mevcut C harfi ile okunduÄŸunu, dolayısı ile Kürtlerin güney Çin, yani KeÅŸmir bölgesinden geldiklerini belgeleri ile açıklıyor. 
 
2-Ünlü Kürt efsanesi olan DEMİRCİ KAWA efsanesinin Türk efsanesi olduÄŸu anlatılmaktadır. Åžerenameye göre Kürtler İran kralından kaçarak daÄŸlara sığınmış, burada sayıları artınca, içlerinde KAWA adında bir demircinin Kürtleri ıssız daÄŸlardan kurtardığı ve zalim kral DAHHAK’ı öldürdüÄŸü, bu nedenle her yıl nevruzda ateÅŸ üzerinden atlanarak bu hadiselerin kutlandığı söylenmektedir. 
 
Kitaba göre ise Bu hadisede anlatılan kiÅŸi BİLGE TONYUKUK’tur. Türk tarihine göre, Türkler zalim Çin prenslerinden kaçıp, daÄŸlara saklanmışlardır. Sonra sayıları artınca, içlerinden biri demirden bir dağı eritmiÅŸ, Türkler özgürlüÄŸe kavuÅŸmuÅŸ ve Çin kralını öldürerek bağımsızlık elde etmiÅŸledir. 
 
Uygurlarda Çin’de yaÅŸayan Türkler için GAVE adı kullanılmıştır. Uygurlarda vezirlerin ünvanı ise DEMİRCİ dir. Büyük Türk veziri Bilge Tonyukuk ise Çinde yetiÅŸmiÅŸ ve Göktürk devletine vezir olmuÅŸtur. Göktürk devletinde Bilge Tonyukukun adı DEMİRCİ GAVE dir. 
 
3-Åžerefnamedeki Kürtler ile ilgili diÄŸer bir rivayete göre ise Kürtler Becen ve BoÄŸduz adlı iki atadan türemiÅŸtir. Yazara göre burada geçen BECEN adı Türklerin büyük bir boyu olan BECENEK/PEÇENEKLER dir. Yine OÄŸuznamelere göre Oguz Hanın Peygamber Efendimize (s.a.v.) gönderdiÄŸi Türk heyetinin başında yer alan kiÅŸinin adı BOÄžDUZ dur. OÄŸuznamelere göre OÄŸuzhan Arabistan’a gönderdiÄŸi Türk heyetin baÅŸkanı olarak Kürtlerden BoÄŸduz beyi seçmiÅŸtir. Bu durum bile baÅŸlı başına Kürt adında bir boyun Orta Asyada Türkler içerisinde var olduÄŸunu göstermektedir. 
 
Yazar Gurmacları ise Kürtlerden ayrı bir topluluk olarak mütalaa etmiÅŸtir. Kürtler bölgeye 5. yy da gelirken Gurmancların bölgeye geliÅŸleri Türklerin Müslüman olmasından sonra yanı 8. yydan sonradır. Yazara göre Kürtlerin ana özünü SORAN lar oluÅŸturmakta olup, Gurmanc lehçesi Kürtçeden her yönü ile ayrıdır. 
 
Yazar Türkiye’deki Gurmac aÅŸiretlerinide tetkik etmiÅŸ ve birçok aÅŸiretin kökenleri ile ilgili veriler ortaya koymuÅŸtur. 
 
Kitaba göbe GUR luk TürklüÄŸün çekirdeÄŸidir. Türkler Gur adıyla ortaya çıkmış ve medeniyetler kurmuÅŸladır. UY-GUR, ON-OGUR, SU-GUR, FİN-OGUR, BUL-GUR (Bulgar), HUN-GUR (Hungar), GUR türk devleti bunlara birkaç örnektir. Gurların Müslüman olanlarına ise GURMANC denmiÅŸtir. 
 
Gurmanc dilinde GUR kelimesi KURT demektir. Terör örgütü PKK’nın yayın organlarından Pine ve Azadiye Welat gazetelerinin çıkardıkları Ferhenggoka adındaki Kürtçe sözlükte “Gurmanco” kelimesi “efsanevi bir Kurt” olarak tarif ediliyor. İran-Tahran ve Türkmenistan-AÅŸkabat arasında Hazar gölünün güneyinde Gurgan adlı bir yer adının Türkçe, “kurtlar ve kurt yeri” manasına gelmesi de Gurmancların TürklüÄŸünü ifade etdiyor. Gurmanc kelimesinin Türkiye’deki kullanımlarından bazıları da Kirmanc ve Kurmanc ÅŸeklinde. Kirman, Farsçada kurt adam, kurtlar anlamına geliyor “Gurmanc” kelimesi ise “Gur” ve akabinde aidiyet anlatan “Man“ belirteci ile birleÅŸmesinden meydana geliyor. Alman, Kuman, Kurman, Sayman, Uzman, Kahraman, Karaman, Hayman(a), Danışman, Belletmen, Kocaman, Ayman gibi isimlerde de “man” eki belirteç olarak kullanılıyor. 
 
Kitapta, “Türk” ismine “man” eklenmesi ile oluÅŸan “Türkmen” kelimesinin meydana geldiÄŸi gibi, Gur Türklerinin adı olan, “Gur” kelimesinin arkasına “Man” eklenmek suretiyle “Gurman” kelimesi oluÅŸturulmuÅŸtur deniliyor. Gurmanclar dünyada sadece oÄŸuzlara mahsus bir dil yapısı olan NÇ sistemini kullanmaktadırlar. OÄŸuz lehçesinde N ile biten kelimenin hemen ardından Ç sese kullanılmaktadır. Tıpkı GURMANÇ taki gibi, Türkçede ise sevinç, kıvanç, utanç, dilmanc gibi. 
 
GURMANC aÅŸiretlerinin önemli bir çoÄŸunluÄŸu OÄŸuz kökenli olup, dünyada sadece OÄŸuzlara mahsus 12 ve 24 lü teÅŸkilat sistemi ile teÅŸkilatlanmışlardır. ArtuÅŸi, İzol, Dersim, Batkan, Karakeçi, Akkeçi, Tırkan, Sincar, Tatar, Celali, Hormek ve Varto aÅŸiretleri bunlara birkaç örnektir. 
 
Siyasal Kürtçülerin sembol haline getirdikleri sarı, kırsızı ve yeÅŸil rengin aslında Selçuklu devletinin sembolü olduÄŸu, Selçukluların tüm bayrak ve sancaklarının bu renkleri taşıdığı vurgulanmaktadır. 
 
Yazara göre Gurmanc lehçesinde var olup, İstanbul Türkçesinde olmayan ve eski Türklere ait en az 400 kadar kelime vardır. Bu sayı iyi bir araÅŸtırma ile daha da artacaktır. Gurmanc lehçesi Osmanlıcanın deÄŸiÅŸik bir versiyonu olup, deÄŸiÅŸen Türkiye Türkçesi bu açıdan farklılık göstermektedir.. DoÄŸu ve güneydoÄŸuda yaÅŸatılan ve eski Türklere ait bir çok örf ve adet bu aÅŸiretlerde halen yaÅŸatılırken ülkemizin batı bölgelerinde bir çoÄŸu unutulmuÅŸtur.. 
 
Kitapta RiÅŸvan aÅŸireti ve Mardin kenti detaylı bir irdelenerek buraların kökeni hakkında deÄŸerli veriler sunulmuÅŸtur. 
 
 

Kürtler bayraklarında sarı, kırmızı ve yeÅŸil renkleri kullanarak, bunların milli renkleri olduÄŸunu ifade etmiÅŸlerdir. Büyük Selçuklu devletinin bayrak ve sancaklarının tamamı sarı, kırmızı ve yeÅŸil renklerden oluÅŸmuÅŸtur. Orta Asya’daki Türk köylü kıyafetleri de ağırlıklı olarak bu üç renk üzerine oluÅŸturulmuÅŸtur. Dolayısıyla Kürtlere ait ne varsa Türklerde de vardır. TDAV düzenlediÄŸi Türk çocukları etkinliklerine katılan BaÅŸkurt Türklerinin milli kıyafetlerinin sarı, kırmızı ve yeÅŸil renklerden ibaret olması dikkatimi bu iliÅŸkiye çekmiÅŸti. 
 
Kürtlerin günümüzde Sivas’tan Basra’ya kadar uzandığı iddia edilen coÄŸrafya içerisinde yaÅŸadıkları söylenmektedir. Fakat bu coÄŸrafya içersinde bulunan yerlerdeki geçmiÅŸ tarihlerde inÅŸa edilen kale, cami, kervansaray, bimaristan (hastane), hamam, çeÅŸme gibi tarihi eserlerin incelenmesi yapıldığında, bu eserleri yapanların ve yaptıranların Türkler, Bizanslılar, Ermeniler, Süryaniler ve Araplar oldukları ortaya çıkmaktadır. GeçmiÅŸ tarihin gerçek vesikası olan bu abideleri yapanlar arasında Kürt adının geçmemesi çok ilginç ve önemlidir. EÄŸer bu coÄŸrafyada yaÅŸayan halka Kürt denilmiÅŸ olsaydı, bu eserleri yapanları anlatan ve eserler üzerinde kazılı olan yazıtlarda Kürt adına rastlanılması gerekmez miydi? 
 
Hıristiyanlık dini günümüz OrtadoÄŸu’sunda ortaya çıkıp geliÅŸmiÅŸtir. Hz. İsa’nın peygamber olarak ortaya çıktığı dönemden sonra, DoÄŸu ve GüneydoÄŸu Anadolu coÄŸrafyasında yaÅŸayan Ermenilerin, Gürcülerin, Süryanilerin, Rumların ilk Hıristiyanlarla münasebetleri anlatıldığı halde, hiçbir Hıristiyan kaynağında Sivas’tan Basra’ya kadar olan yerlerde yaÅŸadığı söylenen Kürtlerden ve onlara gönderilen Hıristiyan propagandistlerden bahsedilmemektedir. 
 
Hz. İsa’nın peygamberliÄŸi duyulduÄŸunda dünyanın her yerinden özellikle de Ön Asya’daki tüm milletler, bu daveti duymuÅŸ ve bu peygamberi araÅŸtırmaya gelmiÅŸlerdir. Hıristiyanlığın ilk yayıldığı yerler de öncelikle Ön Asya’dadır. Anadolu’daki Rumlar, Ermeniler, Süryaniler, Keldaniler, Araplar ve Türklerin bir bölümü Hıristiyan olurken Kürtlerin Hıristiyanlığı seçmemeleri imkânsızdır. EÄŸer Kürtler, gerçekten Hıristiyanlığın ortaya çıktığı ve yayıldığı ilk 3. ve 4. yüzyılda OrtadoÄŸu’da yaşıyor olsalardı kendileri ile alakalı mutlaka kayıtlar da var olmalıydı. Bu durum bize Kürtlerin, Gürcü ve İran vesikalarında bahsedildiÄŸi gibi 5. asırdan sonra bu bölgeye geldiklerini ve İranlıların etkisi ile İran’da yaÅŸayan Kürtlerden bazılarının ZerdüÅŸtlüÄŸü benimsediklerini göstermektedir. 
 
Siyasal Kürtçülerce, Kürtlerin İslamiyet’ten önceki dinlerinin Yezidi dini olduÄŸu ve Kürtlerin ateÅŸ ile güneÅŸe taptıkları ifade edilmiÅŸtir. Ama yine Anadolu coÄŸrafyasında hiçbir Yezidi ve AteÅŸgede tapınağına rastlanılmamıştır. Mardin ve Hakkâri de var olan birkaç Yezidi tapınak kalıntılarının da İranlılardan kaldığı bilinmektedir. EÄŸer iddialar gerçek olsaydı, Anadolu’da bir tane de olsa ZerdüÅŸt tapınağı kalıntısının bulunması gerekirdi. 
 
Kur’an’da da OrtadoÄŸu’da yaÅŸayan birçok halktan ve kavimlerden bahsedilmiÅŸtir. O dönemin İslam eserlerinde de birçok milletin adı zikredilmiÅŸtir. Fakat ne Kur’an’da ne de İslam eserlerinde Kürt olan bir sahabeden, tabiinden ve tabe-i tabiinden bahsedilmektedir. Bunun gibi Anadolu’nun ortasından Arabistan topraklarına kadar var olduÄŸu söylenen Kürt milletinden de bahsedilmemiÅŸtir. Bu da Kürtlerin o dönem bir millet deÄŸil küçük bir grup olarak var olduÄŸunu göstermektedir. Gurmanclardan ise hiç söz edilmemiÅŸtir. Dolayısıyla bu durumda Gurmancların 9. yy.’dan sonra bölgeye geldiklerinin ispatıdır. 
 
İslam eserlerinde 7. yy.’dan sonra İran bölgesindeki Ekrad adı verilen ve ÅŸimdilerde Kürt toplumunu karşıladığı vurgulanan topluluklardan bahsedilmektedir. Buda Gürcü tarihinde Kürtlerin bölgeye getiriliÅŸinin anlatıldığı tarihin sonrasına denk gelmektedir ki, bu veriler Kürtlerin M.S. 5. yy .’da OrtadoÄŸu’ya geldiÄŸinin ispatıdır. 
 
Osmanlı arÅŸiv kayıtlarında birçok Yörük ve Türkmen aÅŸireti içinde Ekrad Türkmeni ve Ekrad Yörükanı tabiri kullanılmıştır. TürklüÄŸü kesin olarak bilinen aÅŸiretlere Ekrad denildiÄŸi gibi, ÅŸimdilerde Kürt olarak sayılan aÅŸiretler o gün için Türkmen ve Yörük olarak ifade edilmiÅŸtir. Bu konuda Cevdet Türkay’ın Osmanlı İmparatorluÄŸu’nda Oymak, AÅŸiret ve Cemaatler adlı eseri tetkik edildiÄŸinde; Kürt, Türkmen ve Yörük aÅŸiretleri içinde Ekrad adının aynı anda kullanıldığı görülecektir[16]. 
 
Kürt, Gurmanc ve Zazalarda var olan nevruz, doÄŸum, evlilik, ölüm, düÄŸün, sünnet gelenekleri, tarım, hayvancılık, kilimcilikle ilgili kültürel unsurlar, halk inançları, deyimler, türküler, maniler, destanların tamamı, Türk toplulukları ile aynılık göstermektedir. Sevinç ve hüzünlendiren unsurlar, hayata bakış tarzı bile aynılık göstermektedir. Sadece Balkan kökenli olup da batı toplumunu ile etkileÅŸmiÅŸ bazı Türk topluluklarının kültürel unsurlarında deÄŸiÅŸmeler az da olsa yaÅŸanmıştır. Ama Türkmenler, Yörükler, Gurmaclar ve Kürtler arasında hem fiziki hem de kültürel fark yoktur. Hatta birçok Balkan göçmeni Türk ile Gurmanc ve Kürtlerin örf ve adetlerinde de birebir aynılık görülmektedir. 
 
Kürt, Gurmanc, Zaza ve Türkiye Türklerinin örf ve adetleri birebir aynılık gösterirken, Arap, İran, Süryani, Ermeni, Keldani ve Rumların örf ve adetlerinin çok farklı olduÄŸu ortadadır. Örf ve adetler paralelindeki yaÅŸantı milletlerin kökenlerini belirlemekte tek başına olmasa da çok önemli bir kriterdir. 
 
Etiketler :
turk - - - tarihi - - - kurtlerin - - - gecmisi - - - orta - - - asyada - - - turkler - - - tarihi - - - kayitlarda - - - gorulmeyen - - - kurt - - - batinin - - - turk - - - milleti - - - uzerindeki - - - hain - - - oyunlari - - -
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 YORUM YAPMAK İSTERMİSİNİZ
12-10-2014 08:07
aaaaaaaaaaa
Oy Kullan Sonuçlar
Foto Galeri [ Tümü ]
Video Galeri [ Tümü ]
Kim Kimdir
ISTANBUL
 
Destek: Abdullah Gözaydın
Ana Sayfa Hakkımızda İletişim Site Haritası
 
Tüm hakları saklıdır 2012 ®