Bugün yazmam zaruridir. Yine sahil, yeni sel, yine gözyaşı, mal kaybı.
Neyse ki geçen yıl 24 AÄŸustos gibi can kaybı yok. Ama galiba geçen yıldan bu yıla kadar büyük hafıza kaybı var ki, o tarihten bu yana önlem adına neredeyse hiçbir ÅŸey yapılmadı.
Yine hatalı dere taÅŸkınları inÅŸaatları devam etti. Bozulan, göçen yollar aradan geçen 4-5 ayda bile zor yapıldı. Borçka’da Aksu Mahallesi’nde ki köprüler yapılmadı. Öylece kaldı. Verilen sözler sözde kaldı. Bunun bir nedeni var elbet. Yerel yöneticilerin durumdaki aciliyeti ve önemi yeterince anlatamaması, daha doÄŸrusu anlayamaması ve kavramamamsındandır.
Bakın beyler bir ÅŸey kendiliÄŸinden yapılmaz, Yaptırılır takip edilir, ısrar edilir ve sorun olan konu rapor ve dosya halinde ilgili kurumlara verilir ve gereken ısrar her gün yapılır. Bakın, bu vadileri, bu sellerin, suların açtığını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Süreklilik, karalılık açmıştır.
Bilim insanlarını dinlemeyen kafaları baÅŸkalarının verdiÄŸi akılla (Danışman, eski dilde ulema) çalışan çok bilgili, çevreci siyasiler Karadeniz Otoyol Projesini yapmaya karar verdiler. Bu proje hatalı ve çok pahalı ve çevreyi mahveden bir projeydi. 630 kilometrelik Karadeniz sahili taÅŸ ve kayalarla doldurdular.
Karadeniz’, besleyen onlarca derenin önüne 600 kilometre boyunca set çekildi. İyi de kardeÅŸim bu dere nere gidecek diye hiç düÅŸündünüz mü? Vadilerde taÅŸ ocakları açıldı. Her zaman söylediÄŸim gibi DSİ’nin hatalı taÅŸkın koruma projesi bu dereleri adeta çılgına çeviriyor. Ya böyle taÅŸkın koruma olur mu?
Ortalama 3 metre yükseldiÄŸinde Çin Seddi kanal yapılıyor dere yatağının kıvrımları ve yatağı ortadan kalkıyor. Kanal içine hapsedilen dereler aşırı yaÄŸmur mevsiminde insanoÄŸlunun vurduÄŸu esaret beton hapishanesine adeta isyan ediyor. TaÅŸkın korumayı aÅŸan sular, Deniz’e ulaÅŸmak istediÄŸinde hatalı Otoyoldaki alçak(!) köprülere çarpıyor.
Kısa sürede aÄŸaç, taÅŸ toprakla dolan bu köprü gözeleri suyu geriye basıyor Sonuç; Karadeniz boydan boya sel haberleriyle gündeme geliyor can ve mal kayıpları oluyor. Bütün illerden feryar figan yükseliyor, zaman zaman itiraflar geliyor. Karedeniz Otoyolu’nu bu ÅŸekilde yapmakla büyük hata ettik!.
Günaydın beyler. AkÅŸama da buyurmaz mısınız? Siz 630 kilometrelik doÄŸayı bu korkunç proje ile mahvettiniz. Oysa baÅŸka alternatif proje geliÅŸtirilebilir, bu sahili kaybetmez, bu kadar acıi gözyaşı ve mali çöküntü yaÅŸamazdık.
Bu sel olayları HES projelerinden sonra daha çok olmaya baÅŸladı. Bakan taam aksini iddia ediyordu. HES’lerle taÅŸkınları önlüyoruz!!! Onu taÅŸan derelerin külahına anlatın!. Hangi derede HES varsa taÅŸkın koruma, perde beton kanal ihalesi de var. Dereler kanal haline geliyor.
Kıvrımlar, doÄŸal çarpmalarla suyu yavaÅŸlatan kayalar dönemeçler ortadan kalkınca dereler kurÅŸun gibi akıyor!. Bunlar nereye girdiyse orası öldü!. Karadeniz öldü, Kamilet öldü, Sugören, Yoldere öldü. ÇÄŸala Dersi öldü. Muratlı, BeÄŸlevan dereleri öldü. Alabalık köyü dersi öldü. Meydancık Havzası katledildi. Tecavüz edildi. Åžimdi papart2a göz koymuÅŸlar, Berta Vadisine sulanıyorlar! Borçka Aralık, Balcı Vadisini mahvettiler. Ardanuç Bilbilan Yolu boyunca yapılan hatalı çalışmalar ve burada düÅŸünülen HES’lerle orayı da öldürmenin peÅŸindeler. ÅžavÅŸat içler acısı durumda. Oysa burası bir yıl önce “sakin Kent” seçilmiÅŸti. Bu HES’ler sayende bu ünvanını yakından elinden alırlar!.
Murgul Kabaca, Murgul Deresi, AkantaÅŸ, aklınıza gelen neresi varsa öldü. Etrafı ölmeye baÅŸladı. Çünkü bunlar doÄŸal yapıyı bozdu.
Artvin’de DoÄŸa diyor ki, GüzelliÄŸimi dilden dile anlata anlata bitirmeyen siz. Her tarafımı delik deÅŸik eden siz. Yer altında yer üstünde patlatmalar yapan siz, Derelerimi mahveden siz, dere yataklarına tecavüz edip ev yapan, yan gelip yatan siz, Her tarafta orman ı adeta katlederek kesen siz, Yüksek gerilim hatlarını evlerinizin üstünden, heyelan alanlarındaki ormanların içinden geçiren siz,
Artvin’in bütün daÄŸlarını 325 maden ruhsatıyla adeta peÅŸkeÅŸ çekerek satan siz, Deniz’in önünü kayalarla doldurup, derelerin denizlerle buluÅŸmasını engelleyen siz, Sl oldu diye ciyak ciyak bağıran siz. Ben sizi anlayamıyorum. Sizi hiçbir ücret talep etmeden sırtında taşıyan bu sevgi dolu doÄŸa anaya neden bu kadar çok eziyet edersiniz? Siz ne nankör, ne acımasız , ne aç, ne haris, ne kötü mahlukatsınız.
Allah bu doÄŸayı mikro makro ne kadar canlı varsa onlar için yarattı. Siz DoÄŸanın sahibi deÄŸil, ancak küçük bir parçasısınız. Haddinizi bilin. DoÄŸa had bildirme konusunda acımasızdır. Bunun geçmiÅŸte çok fazla örneÄŸi var. Masum insanların ölmesine, yaralanmasına, evlerinin yıkılmasına, can ve mal kaybının olmasına sebep olan kötü kalpli, art niyetli, insanlara lanet olsun!.. Bunlar aslında yapmayın , etmeyin diye çırpınan , yalvaran doÄŸanın gözyaÅŸlarıdır. O kadar çok gözyaşı döküyor ki; Siz buna sel diyorsunuz!.
Koca koca beyler çıkıp, metrekareye ÅŸu kadar kilogram yağış düÅŸtü. Bu yağış bilmem tün bir yıla eÅŸit derler!. Beyler; gidin nenelerimize, dedelerimize sorun. Karadeniz’de bu yağışlar eskiden var mıydı yok muydu? Daha çok yaÄŸmur yaÄŸmaz mıydı. Buna karşın dereler taşıp insan öldür müydü?
İstanbul’da 5. Dünya Su Formu 2009’da yapıldı. Ne olduysa ondan sonra oldu. Derelerimize, sularımıza adeta Afrika arıları gibi saldırı oldu!.. İplikçi, zincirci, muhallebici, futbolcu, spekülatör (Vurguncu) ne varsa Dereleri almak ve büyük kazanç vaat eden HES’ler için eline siyah para dolu çantaları aldı. Ayaküstü dere ticareti baÅŸladı!.. Ben o yıllarda çok feryat ettim de o zaman odyometrist GülÅŸen Hanım olmadığı için insanlara duyuramadım!.
Bu konu hakkında paylaÅŸacağım yazıları özellikle okumanızı rica edeceÄŸim.
Einstein’in bir sözünü hatırlatarak yavaÅŸ yavaÅŸ bitirelim. Bir insan yolda giderken ayağı bir çukura takılıp düÅŸerse bu son derece insani bir durumdur. Ama aynı çukura bir daha düÅŸmek patolojik ve klinik bir vakadır!
Sanki Karadeniz’e ilk kez yaÄŸmur yağıyor. Sanki bundan önce hiç yaÄŸmamış gibi yapılan açıklamalar insanoÄŸlunun kendi suçunu kapama çabasından baÅŸka bir ÅŸey deÄŸil. Bu yaÅŸadığımız doÄŸal felaket falan deÄŸil. Allah’ın yarattığı doÄŸaya insanoÄŸlunun hatalı müdahalesinin sonucudur. Nokta!!’
DeÄŸerli dostlar uzatmayayım da sizi de seller gibi taÅŸtırmayım. Nerde sel oluyorsa oraya bir bakın. İnsanoÄŸlu geçmiÅŸ mi geçmemiÅŸ mi? Selsiz, acısız, sancısız, can kayıpsız güneÅŸli günler diliyorum.